
Ahal Teke atı resmen bir Türk atıdır. Bilimcile
r Ahal Teke atını, 3000 yıl evvel insanlar tarafından ilk evcilleştirilmiş olan at türü olarak görürler. Orta Asyada Türk halkları arasında yaygındır. Özellikle Türkmenler Ahal Teke atına sahib çıkarlar, ve onun bir Türkmen atı olduğunu söylerler. Ahal Teke'nin adı Manas ve Dede korkut gibi Türk destanlarında geçer ve Türkmenistan'ın Ahal vilayetin
de yaşayan Teke kabilesin
den gelmekted
ir.Güzel ,zarif ve çok yönlü Akhal – Teke atları ; At ırkları içerisinde Sovyet ülkeleri dışında günümüze değin çok fazla tanınmamaktaydı. Bu inanılmaz tür hızı rahat yürüyüşü akıllılığı, eğitilebilirliği, dayanıklılığı ile günümüzde anavatanı ve Rusya dışında da hak ettiği önemi kazanmıştır.
Yaşayan en eski at ırkı olan akhal – teke sıra dışı fiziksel gücünü ve duyarlı kişiliğini orta asya ülkelerinin kendine özgü doğa koşullarından almıştır. Akhal – teke kanı birçok modern at ırkının gelişimini etkilemiştir. Ancak yinede yüzyıllar boyu kendine has özelliklerini ( safkanlığını ) koruyabil
miştir. Akhal – Teke orijini Rusya nın kuruluşundan 3000 yıl öncesine dayanır.
Akhal – Teke sanıldığının aksine Ilık kanlı değil Soğukkanlı kategorid
e yer alır. Ataları: Massaget , Parthian , Nisean , Persian , Türkmen ve son olarak da Akhal – teke dir. Güney Türkmenistan da yapılan araştırmalar sonucu uzun boylu güzel bir kemik yapısına sahip MÖ. 2400 yıllarına ait iskelet kalıntıları bulunmuştur.
Irkın ismi ise ancak 19. yılların sonlarına doğru anlaşılmıştır. İki kelimeden oluşan ismin anlamı : AKHAL adı ; bugünkü Türkmenistan da eski Pers imparator
luğunun da bir parçası olan Kopet dağlarının eteklerin
de bulunan bir vaha’ dan gelmekted
ir. Teke ise ; Türkmen kabileler
inden sonra bölgeye egemen olan ve yüzyıllarca Türkmen atı yetiştiren göçebe boy’unun adıdır. Yörenin coğrafyası da bu ırkın sıra dışı özelliklerine katkıda bulunmuştur. Orta Asya tarihi boyunca sürekli değişen egemenlik
ler, ( Ticaretle
r ve Savaşlar ) Akhal vadisine ulaşamamıştır. Teke kabilesi hazar denizinin batısında yer alan dağların güneyinde ve Çölün kuzeyine yerleşmişti. Bu doğal korumalı bölge burada yetiştirilen bu atların genetik özelliklerinin korunmasını sağlamıştır. Bölgenin sert iklim koşulları ( Kara kum çölü bölgenin % 90 nı teşkil etmektedi
r.) aşrı sıcak , kuru soğuk ve kuraklık bu ırkın dayanıklılığını geliştirmiştir. Atların iyi beslenmes
i için taze otlar yılın sadece birkaç ayında bulunmakt
aydı. Evcilleştirilmiş Türkmen atları koyun yağı ile karıştırılmış tahıl ile beslenere
k hayatta kalmayı başardılar. Türkmen kültürüne göre iyi bir at binicisin
in ölümü ile yaşamı arasındaki farkı ayırt edebilmel
iydi. Akhal – teke sahibi için büyük bir kişisel onur kaynağı ve ailesinin değişmez bir parçasıydı. Soğuk havalarda üzerine battaniye örtülür ve elle beslenird
i. Boyun aksesuarl
arı ve takılarla süslenirdi. Akhal – tekeler de sahipleri
ne yakın bağlanır ve kendisine nasıl davranıldığı konusunda duyarlıdır. Akhal – teke’nin Rusya ile bağdaştırılması 500 yıl önce bu atların Rusya ya getirilme
si ile başlamıştır. Ruslar bu ata ; uzun boylu, değerli asya atı anlamına gelen ve Türkçe kökenli olan ARGAMAK adını vermişlerdi. Rusya da en iyi damızlık atlar bu ırktan kullanılmıştır.
Gerçek sahibi olduğumuz bu nadide hayvana, ruslar kadar sahip çıkamamışız. Hatta meşhur rus atlarının akhal-teke melezi oldugunu bile bilmiyoru
z...